11 Nisan 2009 Cumartesi

toplumsal

Genelde eşcinsellik hakkında birçok önyargı vardır. Konu kadın eşcinselliği olduğunda da bu önyargılar değişmemekte, ancak toplum tutumu, erkek eşcinsellere göre daha farklı gelişmektedir. Erkek egemen toplumlarda, erkek eşcinseller doğrudan bir dışlanmaya veya aşağılanmaya maruz kalırken, kadın eşcinseller cinsel obje olarak görülmektedirler. Erkek eşcinsellere karşı fiziksel şiddet girişimleri, kadınlara karşı olanlardan çok daha fazladır. Bu da kadın eşcinselliğinin, toplum mentalitesinde bir tehlike unsuru değil, eğlence ürünü olarak görüldüğünün örneğidir. Aynı şekilde, bu örnekler cinsel tercih/yönelimlerin saygı görmediğinin de altını çizmektedir.Eşcinsellik pek çok toplumda kabul edilen bir yönelim olmadığı için, çoğu eşcinsel kadın kendini karşı cinsten hoşlanmaya zorlamaktadır. Kimi eşcinseller ise bazen aileleri tarafından, bazen de kafalarında bir eşcinsel olarak gelecek kuramadıklarından karşı cinsten kişilerle evlilikler yapmaktadırlar. Bu evliliklerinden çocukları da olabilir. Bilim, eşcinselliğin bir patoloji olmadığını göstermiştir. Sosyolojik açıdan da, eşcinsel bireylerin, heteroseksüel bireylerden farksız oldukları görülmüştür. Ancak toplumun çeşitli şekillerde güdümlenmiş önyargısı, eşcinsellerin hayatta pek çok zorluk yaşamasına sebep olmuştur. Özellikle son 20 yılda, eşcinsellik medya tarafından hem hedef olarak gösterilmiş, hem de her bireyin kendine entegre edebileceği bir üstkimlik olarak "sunulmuştur". Buna karşın, bu süreç içerisinde pek çok sivil örgüt, bu önyargı ve kampanyalara karşı mücadele etmiştir. travesti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
ankara travestileri istanbul travestileri antalya travestileri izmir travestileri